Eğilimler
Eğilim; kişinin sahip olduğu becerileri gerekli durumlarda niyet, duyarlılık, isteklilik ve değerlendirme ögeleri doğrultusunda nasıl kullandığı ile ilgili zihinsel örüntüleri ifade etmektedir. Bu özellikleri ile eğilimler; kişinin sahip olduğu bilgi, beceri, motivasyon, strateji, hedef, öğrenme yaklaşımları gibi pek çok öğretimsel unsuru içinde barındırmaktadır. İnsanların sahip olduğu eğilimler, becerilerin eyleme dönüştürülme biçimini doğrudan etkiler ve kişinin bir görevi başarıyla tamamlamasına katkı sağlar. Bu nedenle öğrencilerin becerilerini geliştirebilmeleri ve eyleme geçirebilmeleri için eğilimler, öğretim programlarında temel bir bileşen olarak yer almaktadır. Bu kapsamda eğilimler; öğrencilerin kavramsal becerileri, sosyal-duygusal öğrenme becerilerini, okuryazarlık becerilerini, alana özgü becerileri etkili ve verimli bir biçimde kullanmalarını sağlamaktadır. Eğilimler, bu becerileri hem birbirinden bağımsız hem de bütüncül şekilde desteklemektedir.
...
Öğrenmenin niteliği açısından eğilimler, becerileri sergileyebilmek için tetikleyici bir rol üstlenmektedir. Becerilerin eyleme dönüştürülmesinde ihtiyaç duyulan yatkınlık olarak da ifade edilebilen eğilimler, öğrenilebilen ve geliştirilebilen zihinsel örüntüleridir. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde eğilimler; benlik eğilimleri, sosyal eğilimler ve entelektüel eğilimler olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Bu sınıflandırmada
işlevsellik ve yönetebilme kolaylığı ilkeleri göz önünde bulundurulmuştur. Başka bir ifadeyle öğretim programlarındaki becerileri doğrudan ilgilendiren eğilimler belirlenerek bu eğilimlerin sınırlandırılması ve sınıflandırılması olanaklı hâle getirilmiştir. Bu sınıflama ile eğilimler, Türkiye Yüzyılılı Maarif Modeli ile oluşturulan yapının okul öncesinden ortaöğretime kadar işlevsel hâle gelmesinde yapı harcı rolü üstlenir.
Bu kapsamda eğilimler; öğrencilerin kavramsal becerileri, sosyal-duygusal öğrenme becerileri, okuryazarlık becerilerini ve alana özgü becerileri etkili ve verimli bir biçimde işe koşmalarını sağlar. Ayrıca bu sınıflandırma sayesinde eğilimlerin daha anlaşılabilir ve uygulanabilir hâle getirilmesi, kültürel ve bireysel farklılıkların dikkate alınmasını sağlamıştır. Bununla birlikte eğilimler, öğretim programlarında bağımsız birer öğrenme çıktısı olmak yerine doğası gereği becerilerin öğrenme-öğretme yaşantılarında somut eylemlere dönüştürülmesinde görev almaktadır. Bu nedenle öğretim programlarının uygulanması sürecinde eğilimlerin ortaya çıkmasını ve desteklenmesini sağlayacak öğrenme ortamlarının oluşturulması ve eğilimlerin somut olarak gözlenmesine fırsat sunan öğrenme deneyimlerine yer verilmesi önemli görülmektedir.